1.95 metre boyunda ama öyle pehlivan gibi değil cüssesi, topu topu 75 kilo yükü var bu dünyaya. Sırım gibi delikanlı demek daha doğru tanımlar İsa’yı. Elleri uzun, ayakları uzun ama mütevazidir kendisi, uzun değildir dili. Bir anası, bir babası ile yaşar Karaağaç Köyü Saylan Mahallesinde. Başından geçen talihsiz bir evliliğin yıkıcı sonuçlarına katlanabilmek için kendisini işine vermiştir İsa. Borç harç aldığı 20-30 kadar keçi, hadi bilemedin bir o kadar da oğlağı katar önüne, gezinir durur Beşdamlar Yaylasında. 34 yaşında, hayatının baharında…
“Her yeni başlangıç, yeni bir umudu da beraberinde getirir”
Canan Tan
Günlerden cuma, motoruyla yaylaya çıkıyorlardı, terkisinde komşusu. Saat 10 sularıydı, göğsünün ortasına bir hançer saplandı İsa’nın, kesti attı soluğunu. Çekmese hemen kenara, kaza yapacaklardı kuşkusuz. Bir iki soluklanmak istedi, geçerdi birazdan nasılsa ağrısı. Aklına iki üç yıl önce gittiği kalp doktoru geldi, onca işin gücün arasında ilaçlarını da kesmişti. Hele bir eve varalım, anası bakardı oğluna. Vardılar yaylaya, geçmiyordu ağrısı. Geçmek bir yana bir de sanki bir öküz çökmüştü İsa’nın boğazına. Baktılar olacak gibi değil, anası seslendi komşusuna, bin motora, yetiştir oğlumu hastaneye. Bastılar gaza ama, o kısacık dönüş yolunun uzunluğunu bir de İsa’ya sormak gerek…
İlk başta kalp krizi sandılar, değildi. Daha kötüydü İsa’nın sorunu. Medigüneş Kalp Merkezi’nde aldılar soluğu. Hızlıca araştırıldı, sorunun kaynağı anlaşıldı. Kalpten çıkan ana damarın en içteki iki katı yırtılmıştı. Zaten topu topu üç katlıdır bu damar. En dıştaki kat ince, zar gibi, tek başına tutmaya çalışıyor kanı içeride. Mazallah o da yırtılsa…
Değil saatler dakikalar, saniyeler kıymetli. Ameliyat edilmese ölüm kaçınılmaz, ameliyat desen çok yüksek riskli. Tüm kalp ameliyatlarının en risklisi. Ölüyor ameliyata alınan her üç kişiden birisi. Bir ana gözü yaşlı, bir abla titriyor yaprak misali. Anasının feryadı herkesin yüreğini kabarttı, “yalvarırım kurtarın oğlumu”.
Hızlıca ameliyata alındı İsa, uzun bir ameliyata. İsa’nın tanıdığı insanlar ecel teri döküyordu ameliyathanenin dışında, tanımadığı insanlar ise içeride. Bir kalp merkezinin tüm inkanları seferber edildi. Anestezi hekimleri, perfüzyonist, ameliyathane hemşireleri, anestezi teknisyenleri, ameliyathane teknisyenleri, kan bankası çalışanları ve tüm bu ekibin merkezindeki kalp cerrahları, ölümle yaşam arasındaki ince çizgide duran bir hastayı, İsa’yı hayatta tutmaya çalışıyorlardı. İsa’nın ana damarı, aort kapağı ve yırtılan tüm kısımları yapay damarlarla değiştirildi.
Ameliyat çıkışında kalp ve damar cerrahisi yoğun bakım hemşireleri karşıladılar O’nu. Sabaha kadar gözlerini bile kırpmadan takip ettiler tüm yaşamsal fonksiyonlarını; Solunumunu, nabzını, tansiyonunu, drenlerinden olan sızıntıyı ve hatta her bir damla idrar çıkışını.
Açtı gözlerini İsa, yepyeni bir yaşama. Kalp merkezi servis hemşireleri, psikoloğu, fizyoterapistleri, diyetisyeni ve hatta temizlik görevlileri bile üstüne titrediler O’nun ve ikinci şansının.
Şükür, yolunda gitti işler. İsa’yı bugün sağ salim evine göndermenin büyük mutluluğunu yaşıyoruz hepimiz.
Bir hatıra fotoğrafı çektirmek istedi İsa, yaşamına dokunan herkesin aynı karede buluştuğu bir mutlu son karesi, Medigüneş Hastanesi Kalp Merkezi Ekibi ile…
Op.Dr. Merih Yılmaz
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Salihli Özel Medigüneş Hastanesi Kalp Merkezi